Yaş 22, yolun neresi eder?

Emre Karayakupoğlu
3 min readMay 13, 2024

--

Yaş 22, yolun neresi eder?

Bugün, 13 Mayıs’ta 22 yaşına girdim. Yaklaşık bir yıl önce, 21 yaşına yeni adım atmışken, bir arkadaşım “Sen kaç yaşına girdin şimdi? 22 oldun demi?” dediğinde, sanki beynimden vurulmuşa dönmüştüm. “Hayır, ben 21 yaşındayım, 22 yaşında olacak kadar yaşlı değilim,” diye serzenişte bulunmuştum. Çünkü o zamanlar için 22, bana çok ileri bir yaş gibi gelmişti. Ve işte şimdi 22 yaşındayım. Yaş konusunda ayrıca düşününce, 30 büyük bir yaş; ancak 28, 29 derken bir bakmışım 30’dan gün almışım.

Esas konumuza dönecek olursak, ilk cümleyle baştan alalım. 22 yaşına girdim ve yolun neresinde olduğumu bilmiyorum. İlk okuyuşta sizlerin de aklına geldiği gibi, Cahit Sıtkı’nın “Otuz Beş Yaş” şiirine atıfta bulunuyorum:

“Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.”

Her şey, Feray’ın kendisinden bahsettiği bir videoda “Yaş 20, yolun başı eder.” demesiyle başladı benim için. Şaire göre 35 yaş, yolun yarısıydı; Feray’a göre ise 20 yaş, yolun başı. Peki ya ben? 21 yaşındayım. Ben yolun neresindeydim acaba? Uzun uzun yolun neresindeyim diye düşünmeye başladım.

Kişinin kendini tanıması, bilmesi güzel bir şey. Ben de tabii ki bu konular üzerine düşünüyorum ve çalışıyorum lakin geçen süre zarfında henüz bir yanıt bulamadım. Ancak vardığım bazı sonuçları bu yazıda sizlerle paylaşmak istiyorum.

Feray’a göre 20 yaş yolun başıydı, şaire göre 35 yaş ise yolun yarısı… Aslında her şey burada gizli, herkesin kendine ait bir yolu var.

Hem kendime hem de çevreme daha iyi ifade edebildiğim bir örnekle anlatmaya devam edeceğim.

Ben bir çınar ağacıyım, arkadaşlarım ise kavak veya elma ağacı. Kendi boyumu onlarla kıyasladığımda üzülürüm, çünkü benim boyum ortalama 30 metre kadar olacak. Kavak ağacı arkadaşlarımın boyu 20, elmalarınki ise 10 metredir. Ayrıca, bizlerin büyüme hızları da çok farklı. Yapımız, tadımız, doğamız bu denli kendine has ve farklıyken, nasıl ben 10 metrelik bir çınar ağacını 10 metrelik elma ağacıyla kıyaslarım? Benim için yolun başıyken belki onun için yolun sonudur. Acele edersem ham bir ağaç olur kalırım. Kendime has ve özgün bir şekilde büyümem en doğalı ve güzeli olacaktır.

Günümüzde, sürekli bir telaş içindeyiz; yoğun meşguliyetler arasında kaybolup, kendimizi unutuyor ve sürekli bir yerlere yetişme çabası içinde acele ediyoruz. Gözlemlerime göre, kızışan rekabet ortamında kendimizi “Herkes bir şeyler yapıyor, ben de yapmalıyım.” veya “Ben geç kaldım.” gibi düşüncelerle kıyaslayıp konumlandırıyoruz. Bu durum, sonrasında stres, kaygı, bunalım ve benlik çatışmalarına yol açıyor.

Özetlemek gerekirse, yetişmemiz gereken bir yer yok ve her ağaç kendi hızında büyür. Başkaları elma veriyor diye namına şiirler yazılmış gölgenizden vazgeçmeyin. Onun alacağı yolda, sizlerin alacağı yolda belli ve farklı.

Kapanışa doğru geçerken Can Yücel’in çok sevdiğim bir şiirinden bir mısra paylaşmak istiyorum.

“Ne kadar yaşarsan yaşa, yaşadığın kadar yakınsın sonuna.”

Yaşım 22, henüz yolun neresinde olduğumu bilmiyorum; ancak bildiğim bir şey var ki, yapraklarım kabarıyor ve gölgem büyüyor. Kendi hızımda ilerlerken çevrenin farkında olarak, her zaman deneyimlemeyi, hissetmeyi ve keyif almayı hedefliyorum.

Herkese kendi yolunda, yolculuğunda huzur ve başarılar dilerim.

Düşüncelerinizi, fikirlerinizi ve geri bildirimlerinizi yorum kısmında paylaşmayı unutmayın (:

Esen kalın.

--

--